İttihat ve Terakki Neyi Savunur? Psikolojik Bir Bakış Açısı
İnsan davranışları, toplumların yapısını şekillendiren en önemli öğelerden biridir. Bir psikolog olarak, insanların kolektif hareketlerinin ardında yatan psikolojik motivasyonları çözümlemek her zaman büyük bir ilgi kaynağı olmuştur. Özellikle toplumsal hareketler ve siyasi akımlar, bireylerin içsel dünyalarıyla etkileşime girerek karmaşık bir hal alır. İttihat ve Terakki gibi önemli bir siyasi hareket, hem tarihsel olarak hem de psikolojik açıdan derinlemesine incelenmesi gereken bir olgudur. Bu yazıda, İttihat ve Terakki’nin ideolojik duruşunu, bilişsel, duygusal ve sosyal psikoloji perspektiflerinden ele alarak anlamaya çalışacağız.
Bilişsel Psikoloji Perspektifinden İttihat ve Terakki
Bilişsel psikoloji, insanların düşünce süreçleri ve karar alma mekanizmalarını inceleyen bir disiplindir. İttihat ve Terakki hareketi, dönemin Osmanlı İmparatorluğu’nda egemen olan ideolojik karmaşaya karşı bir tür zihinsel direniş olarak doğmuştur. Hareketin liderleri, özellikle II. Meşrutiyet’in ilanıyla birlikte toplumu, modernleşme ve yenilikçi bir yapıya dönüştürme amacını gütmüşlerdir. Bu tür hareketler, genellikle “bilişsel yeniden yapılandırma” sürecine dayalıdır; yani var olan düşünce sistemini, toplumun daha modern, daha eşitlikçi bir yapıya kavuşturmak amacıyla değiştirirler.
İttihat ve Terakki’nin savunduğu fikirlerin, dönemin sosyal ve siyasi ortamı ile büyük bir etkileşim içinde olduğunu görmek mümkündür. İnsanlar, toplumun içinde bulundukları koşullardan dolayı bir tür “bilişsel uyum” sağlamak zorundadırlar. Toplumsal kaos, tehdit algıları ve belirsizlik, insanları daha sert ideolojik pozisyonlar almaya iter. İttihat ve Terakki’nin ideolojik söylemi de, halkı bu belirsizlik karşısında birleştirmeyi amaçlar; kolektif bir kimlik yaratma, gücün ve yönetimin halkta olduğuna dair bir inanç aşılamak, bu tür bilişsel süreçlerin sonucudur.
Duygusal Psikoloji Açısından İttihat ve Terakki
Duygusal psikoloji, insan davranışlarının duygusal yönlerini ele alır. İttihat ve Terakki’nin savunduğu fikirler, yalnızca düşünsel değil, aynı zamanda duygusal bir bağlamda da halkı etkileyebilmiştir. İnsanlar, toplumsal hareketlere katıldıklarında, sadece bir ideolojiye sahip olmakla kalmaz, aynı zamanda bu ideolojiye olan duygusal bağlılıkları da önemli bir rol oynar. İttihat ve Terakki hareketinin toplumu bir araya getirme çabası, büyük ölçüde duygusal bir ihtiyaçtan kaynaklanıyordu.
Toplumun büyük kısmı, Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşünü ve Batılı güçler karşısında yaşanan yenilgiyi derinden hissetmişti. Bu kayıplar, halkın duygusal dünyasında derin yaralar açtı. İttihat ve Terakki hareketi, bu duygusal boşluğu doldurmaya çalıştı; halkın kaybolan özgüvenini yeniden kazandırmayı amaçladı. Milli birlik, ideolojik söylemlerinin duygusal çekiciliğini pekiştiren önemli bir unsurdu. İnsanlar, bu hareketle özdeşim kurarak, “biz” duygusunu daha güçlü hissetmeye başladılar. Toplumda yeniden bir aidiyet duygusu yaratmak, onların hem duygusal hem de sosyal ihtiyaçlarını karşılayan bir strateji olarak öne çıktı.
Sosyal Psikoloji ve İttihat ve Terakki’nin Toplum Üzerindeki Etkisi
Sosyal psikoloji, insanların grup içinde nasıl davrandıklarını ve sosyal normların bireyler üzerindeki etkisini inceleyen bir alandır. İttihat ve Terakki, Osmanlı toplumunun parçalanmış yapısını birleştirme çabasıyla, güçlü bir sosyal kimlik oluşturmaya yönelik hareketler başlattı. Bu hareket, toplumsal cinsiyet, sınıf ve etnik farklılıkları aşmaya çalışan bir grup kimliği inşa etmiştir. İnsanlar, bu sosyal kimlik ile özdeşim kurarak, kendi sosyal rollerini yeniden tanımlamışlardır.
Bu dönemdeki bireyler, toplumsal yapılar ve roller konusunda değişim arayışı içindeydiler. İttihat ve Terakki’nin önerdiği sosyal yapılar, bireylerin kendilerini daha güçlü hissetmelerini ve toplumsal statülerini güvence altına almalarını sağladı. Özellikle “kurtuluş” ve “yeniden doğuş” temaları, insanları psikolojik olarak harekete geçiren önemli unsurlardan biriydi. Toplumsal bir hareketin parçası olmak, yalnızca bireylerin değil, kolektif bir bilincin şekillenmesinde de belirleyici olmuştur.
Sonuç: İttihat ve Terakki’nin Psikolojik Temelleri
İttihat ve Terakki hareketinin toplumsal dönüşüm çabaları, bireylerin bilişsel, duygusal ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bir strateji olarak şekillenmiştir. İnsanlar, bu tür toplumsal hareketlerde yalnızca ideolojik bir savunma yapmakla kalmaz, aynı zamanda içsel dünyalarındaki boşlukları doldurmak, duygusal güvence sağlamak ve sosyal aidiyet duygularını güçlendirmek için bu hareketlere katılırlar.
Bu yazı, İttihat ve Terakki’nin sadece tarihsel bir olgu değil, aynı zamanda derin psikolojik temellere dayalı bir hareket olduğunu ortaya koymaktadır. İnsanlar, toplumsal kriz dönemlerinde, yalnızca dış dünyayı değil, kendi iç dünyalarını da yeniden şekillendirmeye çalışırlar. İttihat ve Terakki’nin savunduğu ideolojik duruş, bu derin psikolojik süreçlerin bir yansıması olarak tarihe kazınmıştır. Toplumlar değişirken, bireylerin içsel dünyalarında da büyük dönüşümler yaşanır.