İçeriğe geç

Her dem ne demek TDK ?

Her Dem Ne Demek TDK? Siyaset Bilimi Perspektifinden Süreklilik, Güç ve İdeoloji Üzerine Bir Okuma

Bir Siyaset Bilimcinin Düşünce Durağı

Güç ilişkilerinin, kurumların ve ideolojik yapıların iç içe geçtiği bir dünyada, “her dem” ifadesi kulağa yalnızca bir dilsel kalıp gibi gelebilir. Oysa siyaset bilimi açısından bu söz, sürekliliğin, istikrarın ve varlığın dildeki yankısıdır. Türk Dil Kurumu’na (TDK) göre “her dem”, “her zaman, daima” anlamına gelir.

Ancak bu tanımın ötesinde, “her dem” toplumsal düzenin devamlılığını meşrulaştıran bir zihinsel mekanizmanın da anahtarıdır. Bu nedenle, “her dem” yalnızca bir kelime değil, bir iktidar metaforudur.

Dil, Gücün En Sessiz Kurumudur

Dil, tıpkı siyasal kurumlar gibi, düzeni sürdürür. “Her dem” gibi ifadeler, toplumların istikrar arzusunu dile getirirken aynı zamanda iktidarın sürekliliğini pekiştirir.

Siyaset biliminin temel kavramlarından biri olan “meşruiyet”, işte tam burada devreye girer. TDK’nın tanımıyla masum görünen bu kelime, toplumsal düzende şu mesajı taşır: “Var olan devam etsin, düzen bozulmasın.”

Bir siyaset bilimci için bu, bir güç formülüdür. Çünkü iktidar, yalnızca yönetmekle değil, insanların “sürekli olma” arzusunu yönetmekle de ilgilidir. “Her dem güçlü olmak”, “her dem bir arada kalmak” gibi söylemler, devletin ve kurumların kendi varlığını kutsallaştırdığı bir dildir.

İdeoloji ve Sürekliliğin Gölgesi

Her ideoloji, kendisini ebedi bir hakikat olarak sunmak ister. “Her dem” ifadesi, bu ebediyet fikrini gündelik dile yerleştirir.

Bir ulus-devletin söyleminde “daima ileri”, “hep güçlü”, “sonsuz kardeşlik” gibi ifadeler, bu zihinsel yapının uzantısıdır. “Her dem” burada, değişimden korkan bir ideolojik bilincin de ipucudur.

Bu anlamda, dilsel süreklilik toplumsal statükonun bekçisidir.

Peki, gerçekten her şeyin “her dem” aynı kalması mı gerekir?

Yoksa değişim, düzenin asıl güvencesi midir?

Bu sorular, siyaset biliminin merkezinde yatan çelişkiyi açığa çıkarır: İktidar istikrar ister, vatandaş ise adalet. Ancak çoğu zaman, istikrarın dili adaletin sesini bastırır.

Erkeklerin Stratejik, Kadınların Demokratik Bakışı

Toplumsal cinsiyet perspektifinden bakıldığında, “her dem” ifadesi bile farklı şekillerde anlam kazanır. Erkeklerin stratejik ve güç odaklı yaklaşımı, bu ifadeyi bir kontrol alanı olarak görür. Erkek için “her dem” güçlü olmak, otoritesini korumak, statüsünü sürdürmek anlamına gelir. Bu yaklaşım, siyasal yapının da özünü oluşturur: güçlü kalmak, iktidarı kaybetmemek.

Öte yandan, kadınların demokratik katılım ve toplumsal etkileşim merkezli bakışı “her dem”i başka bir anlamda kullanır. Kadın için “her dem” dayanışma, empati ve yeniden üretimdir. Kadın, dildeki sürekliliği bir baskı aracı olarak değil, bir bağ kurma biçimi olarak yaşar.

Kadınsı bir “her dem”, değişimle birlikte sürekliliği kucaklar: “Her dem var olalım, ama dönüşerek.”

Bu farklı bakışlar, siyaset biliminin klasik erkek egemen yapısına meydan okur. Çünkü gerçek demokratik düzen, “her dem” aynı kalan değil, “her dem” yenilenen bir düzendir.

Kurumlar ve Vatandaşlık: Sürekliliğin Bedeli

Kurumlar, tıpkı “her dem” ifadesi gibi, toplumsal düzenin sabitlenmiş biçimleridir. Devlet, hukuk, aile, eğitim gibi kurumlar bireylere bir “her dem” kimliği sunar: “Her dem vatandaş ol, her dem uyumlu ol, her dem düzenin parçası ol.”

Bu söylem, bir yandan aidiyet hissi yaratırken, diğer yandan bireysel özerkliği sınırlar.

Siyaset biliminin eleştirel damarında şu soru yankılanır:

Toplumun “her dem” düzenli kalması için birey ne kadar özgürlüğünden vazgeçmelidir?

Bu noktada “her dem” sözü, bir tür ideolojik vatandaşlık yemini gibidir. Her birey, bu sessiz sözü tekrar ederken farkında olmadan iktidarın devamlılığını onaylar.

Sonuç: “Her Dem”in Politik Anlamı

TDK’ya göre “her dem” basitçe “her zaman” demektir.

Ancak siyaset bilimi açısından bu söz, her zaman iktidar, her zaman düzen, her zaman norm anlamına gelir.

Dildeki süreklilik, toplumsal istikrarın hem göstergesi hem de aracı olur.

Ancak unutulmamalıdır: “her dem” aynı kalan toplumlar, yenilenemeyen toplumlar olabilir. Gerçek güç, süreklilikte değil, sürekliliği sorgulayabilme cesaretindedir.

Provokatif bir soru:

Gerçekten “her dem” güçlü olmak mı iyidir, yoksa bazen yıkılıp yeniden var olmak mı?

Belki de asıl cevap, “her dem”in değil, “her an değişebilmenin” özgürlüğündedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hipercasino şişli escort deneme bonusu
Sitemap
prop money